Matematik Tarihi ve Felsefesi – Genişletilmiş 2. baskısı çıktı
Leibniz’in anonim hâline gelen; “matematik olmaksızın felsefenin derinliklerine nüfuz edemeyiz. Felsefe olmaksızın matematiğin derinliklerine nüfuz edemeyiz. Her ikisi olmaksızın herhangi bir şeye nüfuz edemeyiz” anlamındaki sözünü matematikle felsefeyi birleştirerek matematik felsefesi olmaksızın eşyanın hakikatine nüfuz edemeyiz şeklinde özetleyebiliriz. Mutlak hakikat yolunda evreni anlamaya çalışan insanoğlunun elindeki en değerli araç şimdilik matematiktir. Bu nedenle, insanoğlunun en büyük entelektüel başarısı olan matematiğin tarihsel gelişiminden ve felsefesinden haberdar olmamız evreni anlamamıza, sosyalleşmemize, hayatı anlamlaştırmamıza yardım edecektir.
Bilim insanı, matematikçi veya matematik eğitimcisi olarak uğraştığımız alanın tarihi ve felsefesi ile ilgilenmemizden daha doğal ne olabilir ki? Ancak, matematik ve matematik eğitimiyle ilgilenen çoğumuzun matematik tarihi ve felsefesine ilişkin konular üzerinde çok fazla yoğunlaşamadığımız da bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Birinci bölümde, matematik eğitimiyle ilgilenen öğretmen, öğrenci ve bilim insanlarına uğraştıkları alanın tarihsel gelişimi tanıtılarak matematik tarihinden öğrenme-öğretme ortamlarında nasıl yararlanılabileceği gösterilmeye çalışıldı. Benzer şekilde ikinci bölümde de matematik felsefesi tanıtılmaya çalışıldı. Bu amaçla sırasıyla önce matematiğin doğasını anlamamıza yardım edecek felsefe tartışmalar ele alındı. Arkasından felsefe ekollerin yaklaşımları tanıtıldıktan sonra bütün bu tartışmaların ve yaklaşımların matematik eğitimini nasıl etkilediği açıklanmaya çalışıldı. Dolayısıyla bu kitabın amacı; okuyucuların matematik tarihi ve matematik eğitimi felsefesi ile daha yakından tanışarak yeni bir başlangıç yapmalarını sağlamaktır.